23 Mart 2023

ÇAKKIDI ÇAKKIDI

 


ÇAKKIDI ÇAKKIDI

 

Dolar 8 TL olmuş, Euro 9 TL, ülkede devalüasyon yaşanıyor,

Ekonomi Bakanımız Çokomelli damat;

“Güzel haberler geliyor” diye açıklama yapıyor.

Ekonomide her şeyi denedik, şimdi de “V” modelini deneyecekmişiz.

Daha geride 28 harf daha var, umutları söndürmemek gerek,

‘V’ olmazsa ‘C’ olur dimi ama,

Ne diyelim, hayırlısı…

İçişleri Bakanımız AYM'nin "karayollarında toplantı ve gösteri düzenlenemez" kararını iptal etmesine çok sinirlenmiş olacak ki;

“Madem özgür bir ülkeyiz, (bu cümlenin altını özellikle çizdim) ana caddelerde, sokaklarda özgürce yürüyüş hakkının ortadan kaldırılmasını onayladınız” deyiverdi.

Buradan da anladığımız üzere özgür bir ülkede değilmişiz…

Okullar açılmış, çocuklar EBA’ya giremiyor.

Uzaktan eğitimin dünyadaki uygulamaları ile ilgili Milli Eğitim Bakanımız;

“Çok iddialı olarak söylüyorum, dünyadaki 3-5 ülkeden bir tanesi Türkiye" ifadelerini kullanıyor.

Bu açıklamadan 3 gün sonra sistem çökmüş.

Milli Eğitim Bakanı çıkıp “Aslında güzel bir gelişme” diyor.

Bence Milli Eğitim Bakanımız uzaktan eğitime gerçekten çok uzaktan bakıyor…

Yarım saat yağan yağmurla çöken yollarımız var,

Ulaştırma Bakanımız, “Dünyanın kıskandığı uzay projeleri yapıyoruz” diyor.

Vizyonumuz dar biz anlayamıyoruz…

Sağlık çalışanlarına şiddet ayyuka çıkmış,

Hastaneler basılmış, sağlıkçılarımız hastaları bırakmış “ölmemek için” kapılara bariyer kuruyor,

Sağlık Bakanımız “hasta yakınları kuralları zorladı, sağlık çalışanları şiddet olasılığına karşı…” falan diye açıklama yapıyor…

Tabi hal böyleyken benim de kafamda deli sorular oluşmuyor değil…

Biz memlekete kendi penceremizden bakıyoruz yaa

Sanırım yanlış yapıyoruz…

“Şahlanıyoruz” diyorlar falan ama neye göre? Kime göre şahlanıyoruz?

Aman neyse şahlanıyoruz diyorlarsa şahlanıyoruzdur…

Koskoca hükümet yalan söyleyecek değil ya?

Ben bu satırları yazarken arka planda bir şarkı çalınıyor kulağıma;

“Buralardan hemen gidesim var, yeniden başlamak hevesim var,

Ne varsa attığım içime, cart diye diyesim var”

Bu kısımdan sonra sesi biraz açıp dikkat kesiliyorum;

“Katlanıyoruz herkes gibi malum, açıklarımız kaçıklarımız var,

Ama hem kel hem fodul takımını, hart diye yiyesim var.

Çat diye çatlamak üzereyim, neresinden tutup da düzeleyim,

Ortağı olmuşum düzeneğin, kendimi boğasım var”

Bırakıyorum klavyeyi, açıyorum sesi;

“Aman be hadi kalk kaynaşalım kız çakkıdı çakkıdı oynaşalım kız,

Azıcık alttan azıcık üstten, hoppidi hoppidi hoplatalım kız”

Bir bakıyorum dolar çıkmış inmiş umrumda değil,

Eğitim çökmüş, sağlık hırpalanmış, özgürlük hayalmiş,

Amaaaannnn bana ne beee!!

Sonunda yakalıyorum hükümetimizle aynı pencereden bakabilmeyi…

Ne güzelmiş bu pencere yahu?

Uçan otomobiller uzayda geziyor, fabrikamız yok ama “yerli ve milli” üretim yapıyoruz,

Acun var, Müge Anlı var, Haluk Levent var nasıl olsa,

Ülke güllük gülistanlık, dert yok sorun yok….

Şarkı devam ediyor, ben kendimi kaptırmışım,

Bir yere geliyor, duraksıyorum;

“Hiç umut yok mu? Her şey boş mu?

Dünya alem dut gibi sarhoş mu?”

Oturuyorum sandalyeme, yazdıklarıma bakıyorum,

Onları bilmem ama bizim bu kafalara ermemiz anca üç buçuk dakikalık şarkıyla oluyor,

Sonrasında yine delirmemek için direndiğimiz tımarhanemize geri dönüyoruz…

KARTALLAR YÜKSEK UÇAR

  Ekrem İmamoğlu’nun Silivri’de görülen mahkemesinden bir fotoğraf karesi günlerdir sosyal medyada dolaşıyor… Fotoğrafta benim dikkatimi ç...