KARANLIK
Bir an da zifiri karanlık oldu her
yer…
Duman, is, yada gece karanlığı
değildi bu!
Bu cehaletin karanlığıydı ortalığı
saran, 35 canı nefessiz bırakan,
“Din” adı altında, Allah’ın adını
zikrederek canileşen kalabalığın karanlığıydı…
Sıcak, is, duman, çığlıklar,
kaçışmalar, çaresizlik arasında sıkışmış onlarca insan!
Koray 12 yaşındaydı, hayatını
kaybedenlerin içinde en küçüğüydü.
Ablası Menekşe 15 yaşındaydı.
Asuman 16, ablası Yasemin 19
yaşındaydı mesela.
Özlem 17, ablası Nurcan 18
yaşındaydı.
Hepsi tazecik birer fidandı…
Şairler, yazarlar, gazeteciler,
aktörler, karikatüristler, tiyatrocular…
Hepsi birbirinden değerli 33 Aydını
karanlığınızda boğdunuz!
Carina Cuanna henüz 23 yaşındaydı.
Hollanda'daki Leiden Üniversite'sinde
Kültür Antrolopoloji okuyordu.
Tez için Türk kültürünü araştırmak
üzere geldi…
Yasemin ve Asuman kardeşlerin
Şenliklere katılacağını duydu.
Pir Sultan Abdal Derneği’nin semah
ekibiyle Sivas’a gitmek üzere yola koyuldular.
Carina, günlüğünde Sivas'a gelişi ve
bu kentteki ilk gözlemleriyle ilgili şu notları düşüyor:
"Evvelki gün, bir otobüs dolusu Alevi gencin arasında, Pir Sultan
Kültür Festivali için Sivas'a hareket ettik.
Otobüsün içi çok neşeliydi; müzik, yemek, neşeli gençlik…
Devamlı türkü söyleniyordu ve inanılmaz ama aktörlük yapılıp dans bile
ediyordu.
Sabah saat 8.00 civarında Sivas'a geldik.
Türkçe söylenen şeylerin manasız kalan ve anlamadığım tarafların
hengamesinde dinlemeye, yemek yemeye ve hemen ardından tiyatroya gitmeyi
başardık."
Carina günlüğünde 2 Temmuz’la ilgili
şu satırlara yer veriyor:
"Yine her bir şeylere şahit oldum. Şu anda 'kapatılmış' bir
vaziyette bir otelde oturmaktayız, zira dışarıdaki kökten dinci Müslümanlar
dolaşıp duruyorlar"
Carina’nın son cümleleri ise şu
şekildeydi:
"Sonunda bu şehrin bir Türk kökten dinciler topluluğunun bulunduğu
bir yer olduğunu öğrendim. Bir sürü sloganlar atılıyordu ve bağrışmalar vardı.
Bununla birlikte bir sürü de polis vardı."
Bunları takiben olanı biteni
anlayamadığı son cümleleri geldi Carina'nın:
"Fakat ben bütün bunlardan ne anlarım ki?… “Allahu Ekber” diye
bağırıyorlar ama niye? Dışarıdan yüksek tonda bağırmalar geliyor ama ne
olduğunu anlamıyorum……."
Carina’nın en yakın arkadaşı olaydan
bir yıl sonra Sivas’a geliyor:
“Carina öldü, onu öldürmeye hakları olduğunu düşünen ve onu tanımayan
insanlar tarafından öldürüldü. Çok tuhaf ve gerçek dışıydı. Orada hissedilen o
büyük gerginlik, aynı zamanda orada yaşayan insanların samimiyeti… Büyük bir
zıtlık.”
Böylesine bir kara lekeydi işte
Madımak…
Binlerce yobaz, hiç tanımadıkları
masum onlarca cana kıydı,
Belki Madımak Oteli’ndeki yangın
söndü ama,
Sevdiklerini kaybedenlerin yangını
asla sönmedi, sönmeyecek…
Bu utanç da bu ülkeden asla
silinmeyecek!
Aslına bakarsanız Madımak’a ağlayan
insan sayısı o canilerden kat be kat fazla.
Binlerce insandı oradaki 35 kişiyi
öldürenler…
Fakat milyonlarca insanımız var bunu
hiçbir zaman yapmayacak olan.
İşte benim Madımak Karanlığındaki tek
aydınlığım bu milyonlar...
