ÇİFTE STANDART
T.C. Anayasa
Madde 5- Devletin temel amaç ve görevleri, Türk milletinin
bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin
bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve
demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu
sağlamak; kişinin temel hak ve
hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak
surette
sınırlayan siyasal, ekonomik ve
sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için
gerekli şartları hazırlamaya
çalışmaktır.
* * *
Milletvekilinin oğluna kutu kutu test kitlerini verdiniz,
utanmadan keyfe keder kullandı ses etmediniz,
“Yeterli test yok” diyen doktorları topa tuttunuz.
65 yaş ve üzerindeki vatandaşları “hasta olurlar” diyerek
eve soktunuz,
Ama aynı evde oturan yakınını işe yolladınız.
20 yaşında olup çalışmayanlara ‘virüs bulaşır’ diye
sokağa çıkma yasağı koydunuz,
Ama aynı yaşta olup da çalışıyorsa ‘virüs bulaşmaz’
diyerek sokakta dolaşabilir dediniz.
Camileri ibadete kapattınız,
Millet Cami’nde Diyanet İşleri Başkanına protokole Cuma
Namazı kıldırdınız.
Spor müsabakalarını iptal ettiniz,
Süper Lig futbol müsabakalarını devam ettirdiniz.
Bize “Evde kal” dediniz,
Umreden gelenleri kontrol bile etmeden sokağa saldınız.
Patrona her türlü kolaylığı sağladınız,
İşçiye, emekçiye kolonya verdiniz.
İspanya’ya, İtalya’ya gemi dolusu tıbbi yardım malzemesi
gönderdiniz,
Kendi sağlık çalışanınıza sağlık malzemesini sayıyla
verdiniz,
Hatta halkınıza parayla satmaya kalktınız…
Vakti zamanında kendi belediyelerinizin ‘yardım kampanyası’na
sesiniz çıkmadı,
CHP’li belediyelerin bağış kampanyalarını “devlet içinde
devlet kurmak” diyerek engellediniz.
İşinize geldiğinde Abdülhamitçilik oynadınız,
İşinize gelmediğinde Atatürkçü oldunuz.
* * *
Tsunami Mağdurları
İçin Bir Akbil de Sizden
“Büyükşehir
Belediyesi’nin organize ettiği ‘Güney Asya Depremi Yardım Kampanyası’na katılım
artıyor. İETT ve Özel Halk Otobüslerinin tekerlekleri bugün TSUNAMİ mağdurları
için dönüyor. İsteyen kampanyaya akbil basarak katılabiliyor. Haydi şimdi
yardım zamanı…”
“Kampanya ile ilgili
basın toplantısında bilgi veren İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Mimar
Kadir TOPBAŞ anlamlı bir jest yaptı ve yardım kampanyasına şahsı adına 100 bin
Dolar yatırdı. Ayrıca 17 Ocak günkü hasılatının tamamını kampanyaya verecek
olan İETT İşletmeleri Genel Müdürlüğünden 5 bin TL’lik akbil konturu satın
aldı.” (17 Ocak 2005)
Üstteki haberi İETT’nin sayfasında ve Sözcü Gazetesi’nde
bulabilirsiniz.
Devlet vatandaşları ve kurumları arasında çifte standart
uygulayamaz.
Eşitlik ilkesi; hukuk devleti
ilkesiyle olan ilişkisi ve doğurduğu hukuki sonuç bakımından ele alındığında,
Gerek hukuk devletinin gerekse
demokrasilerin vazgeçilmez bir gerekliliği olup,
Bu kavramlardan tamamen bağımsız
şekilde düşünülemez.
Devleti yöneten hükümetse,
hükümet kurumlar ve kişiler arasında ayrım yapamaz.
Anayasa’ya aykırı olduğu gibi,
toplum etiğine de uygun değildir.
Sonuçta kötü günler için
ayrılması gereken İhtiyat Akçesi buhar olduysa,
Ve siz salgın gibi bir durumda
vatandaşların bedenen ve ruhen sağlıklı olmasını sağlayacak,
Maddi ve manevi hiçbir şartı
sağlayamıyorsanız,
Bunu sağlamak için çabalayan
belediyelere de müdahale edemezsiniz.
Buradaki temel amaç salgından en
az zararla çıkabilmek…
Kaldı ki; 5393 Sayılı Belediye
Kanununun üçüncü bölümünde yer alan
Belediyenin Görev, Yetki ve
Sorumlulukları kısmında
15. Maddenin i) bendinde “Borç almak, bağış kabul etmek” diye
bir ibare var.
Yani her şeyin yasal olduğu bir
durumda,
Ülke hastalıktan kırılırken
belediyelerin bağış kampanyalarına takılmanız akıl alır gibi değil.
Bu yaptığınız da gösteriyor ki;
siyasi ikbaliniz vatandaşın sağlığından daha önemli…
Oysa ki belediyelerle koordineli
iş yapabilseydiniz, yükünüz hafiflerdi.
Şehirlerin nabzını tutan belediye
başkanlarına şu durumda dahi çalışma imkanı vermemek için uğraşıyorsunuz.
Merkezi yönetim ve yerel yönetim
çatışmasını bari bu günlerde rafa kaldırsaydınız.
* * *
Yazının en başındaki Anayasa’nın
5. Maddesindeki şartlar ülkemizde var mı?
Hükümet bunları bize
sağlayabiliyor mu?
Hükümete oy veren herkese
soruyorum:
“Halktan, halka yardım etmek için para isteyen bir hükümet kendini
tüketmemiş midir?”
Kasalarımız sıfırı tükettiyse,
salgında dahi kendi vatandaşına ödeyecek parası yoksa
Vay bizim halimize…
18 yıldır sorunlar net bir çözüme
ulaşmıyor.
Göreceksiniz yarın bir gün seçim
olsa,
Hiçbir şey olmamış gibi, bu
süreçleri birlikte yaşamamışız gibi gidip hükümete oy verecek olanlar olacak!!!
Halkımız kolayca her şeyi
unutabiliyor, boş verebiliyor yada umursamayabiliyor.
İktidarda kalmak için burada sorunların çözüme ihtiyacı yok.
Sadece başka sorunlara ihtiyacı var…
