23 Mart 2023

O GİDERKEN

 


O GİDERKEN

Yıl 1938

Kasım'ın 21'i.

Yer: Ankara Ulus Meydanı

Az sonra Mustafa Kemal’in naaşı geçecek…

Halk Evinin Balkonunda emekli olmasına rağmen Mareşal üniformasıyla

O büyük insanı selamlamak için bekleyen

İngiliz Feldmareşali Sör WILLIAM BIRDWOOD...

Birdwood 1915 te Çanakkale'de Anzak Orduları Generaliydi.

O zaman 50 yaşındaydı.

34 yaşındaki Yarbay Mustafa Kemal'e 3 kere yenildi.

Yaşamının en büyük acılarından birini Atatürk'ün ölüm haberini alınca duydu.

73 yaşındaydı, üstelik hastaydı.

Ama ne olursa olsun cenaze törenine katılmak,

Dünyanın yetiştirdiği bu en büyük askerin tabutu önünde saygıyla eğilmek,

O'na ebedi yolculuğunda son görevini yapmak istedi.

İngiltere Hükümeti'ne bu arzusunu bildirdi ve Ankara'ya geldi.

Atatürk'ün tabutu geçici kabrine götürülürken,

Çok saygı duyduğu Mustafa Kemal Atatürk'ün cenaze töreninde,

Yanında getirdiği ve 3 defa mağlup olduğu yerin toprağı olan,

Çanakkale toprağının üzerinde dimdikti.

Ayakta durabilmesi ve son uğurlama görevini yapması için ayaklarının altına destek yapıldı.

Mustafa Kemal'in naaşını sakat bacağının acılarıyla beraber,

Hüngür hüngür ağlayarak selamlamıştı İngiliz Birdwood....

21 Kasım 1938 Pazar günü tarihin gördüğü en kalabalık törenlerden biri yapıldı.

Dokuz ülkenin şeref kıtaları katıldı ki bunların içinde yakın zamanda,

Kurtuluş Savaşı'nda yendiği Yunanistan da vardı.

En üst düzeyde katıldılar cenaze törenine…

Atatürk’ün cenazesi onun son zaferi oldu.

Cenaze töreninde tüm tezatlar susmuştu.

Türk ve Alman askerleri naaşının arkasında yürüyorlardı.

Stalin ve Hitler’in temsilcileri aynı sıradaydı.

Naaşının önünde faşistler, demokratlar ve komünistler eğildiler.

Sonra askeri okulların öğrencileri ve alfabetik sırayla

Almanlar, Bulgarlar, İngilizler, Fransızlar,

Yunanlılar, Romenler, Ruslar, Yugoslavlar’dan oluşan birlikler yer alıyordu.

 

Ruslar Karadeniz filosunun bir müfrezesini göndermişlerdi.

Çelik miğferli ve SS üniforması içindeki Baron v. Neurath kolu yukarıda,

Prusya merasim yürüyüşüyle geçen Alman bahriye birliğini selamlıyordu.

Yabancı birlikleri Türk denizcileri takip etti.

Onların arkasından büyük liderin naaşını taşıyan top arabası geliyordu.

Top arabasının her iki tarafında kılıçlarını çekmiş on iki general yürüyordu.

Dünyanın tüm ülkeleri temsil ediliyordu.

İtalyan heyetine eski Milletler Cemiyeti delegesi Baron Aloisi,

Fransız heyetine içişleri bakanı Sarraut,

Yunanistan heyetine ise başbakan Metaksas başkanlık ediyordu.

Yaşamında imkansızı mümkün kılmış olan Atatürk ölümünde de aynı şeyi yaptı.

Tüm dünyayı birleştirdi…

“Yurtta Sulh, Dünyada Sulh” demişti büyük savaşçı,

Ve bunu cenazesinde yaptı…

Dost, düşman yan yana yürüdü,

O Gazi Mustafa Kemal Atatürk…

Ve ben Onunla büyüdüm.

Onu okudum, Onu izledim, Onu benimsedim...

Yokluğunda hep fikirlerine sarıldım.

Çıkmazlarda kendime hep aynısını söylerim;

“ATATÜRK GİBİ DÜŞÜN”

Ben her 10 Kasım'da hüzne bürünürüm.

Her 10 Kasım'da susarım, konuşmam…

Her 10 Kasım'da renkleri silerim gözlerimden.

Yine göğsümde bir sızıyla dinliyorum siren sesini,

Sabah oldu ama gün aydınlanmadı.

Bugün 10 Kasım ve evlatların öksüz…

Yokluğundan bize kalan en büyük miras;

Işığın…

Ruhun şad olsun Büyük Atatürk,

Açtığın yolda senin ışığında emanetlerinin bekçisiyiz…

KARTALLAR YÜKSEK UÇAR

  Ekrem İmamoğlu’nun Silivri’de görülen mahkemesinden bir fotoğraf karesi günlerdir sosyal medyada dolaşıyor… Fotoğrafta benim dikkatimi ç...