O GİDERKEN
Yıl 1938
Kasım'ın 21'i.
Yer: Ankara Ulus Meydanı
Az sonra Mustafa Kemal’in naaşı geçecek…
Halk Evinin Balkonunda emekli olmasına rağmen
Mareşal üniformasıyla
O büyük insanı selamlamak için bekleyen
İngiliz
Feldmareşali Sör WILLIAM BIRDWOOD...
Birdwood 1915 te Çanakkale'de Anzak Orduları
Generaliydi.
O zaman 50 yaşındaydı.
34 yaşındaki Yarbay Mustafa Kemal'e 3 kere yenildi.
Yaşamının en büyük acılarından birini Atatürk'ün
ölüm haberini alınca duydu.
73 yaşındaydı, üstelik hastaydı.
Ama ne olursa olsun cenaze törenine katılmak,
Dünyanın yetiştirdiği bu en büyük askerin tabutu
önünde saygıyla eğilmek,
O'na ebedi yolculuğunda son görevini yapmak istedi.
İngiltere Hükümeti'ne bu arzusunu bildirdi ve
Ankara'ya geldi.
Atatürk'ün tabutu geçici kabrine götürülürken,
Çok saygı duyduğu Mustafa Kemal Atatürk'ün cenaze
töreninde,
Yanında getirdiği ve 3 defa mağlup olduğu yerin
toprağı olan,
Çanakkale toprağının üzerinde dimdikti.
Ayakta durabilmesi ve son uğurlama görevini yapması
için ayaklarının altına destek yapıldı.
Mustafa Kemal'in naaşını sakat bacağının acılarıyla
beraber,
Hüngür hüngür ağlayarak selamlamıştı İngiliz
Birdwood....
21 Kasım 1938 Pazar günü tarihin gördüğü en
kalabalık törenlerden biri yapıldı.
Dokuz ülkenin şeref kıtaları katıldı ki bunların
içinde yakın zamanda,
Kurtuluş Savaşı'nda yendiği Yunanistan da vardı.
En üst düzeyde katıldılar cenaze törenine…
Atatürk’ün cenazesi onun son zaferi oldu.
Cenaze töreninde tüm tezatlar susmuştu.
Türk ve Alman askerleri naaşının arkasında
yürüyorlardı.
Stalin ve Hitler’in temsilcileri aynı sıradaydı.
Naaşının önünde faşistler, demokratlar ve
komünistler eğildiler.
Sonra askeri okulların öğrencileri ve alfabetik
sırayla
Almanlar, Bulgarlar, İngilizler, Fransızlar,
Yunanlılar, Romenler, Ruslar, Yugoslavlar’dan oluşan
birlikler yer alıyordu.
Ruslar Karadeniz filosunun bir müfrezesini
göndermişlerdi.
Çelik miğferli ve SS üniforması içindeki Baron v.
Neurath kolu yukarıda,
Prusya merasim yürüyüşüyle geçen Alman bahriye
birliğini selamlıyordu.
Yabancı birlikleri Türk denizcileri takip etti.
Onların arkasından büyük liderin naaşını taşıyan top
arabası geliyordu.
Top arabasının her iki tarafında kılıçlarını çekmiş on
iki general yürüyordu.
Dünyanın tüm ülkeleri temsil ediliyordu.
İtalyan heyetine eski Milletler Cemiyeti delegesi
Baron Aloisi,
Fransız heyetine içişleri bakanı Sarraut,
Yunanistan heyetine ise başbakan Metaksas başkanlık
ediyordu.
Yaşamında imkansızı mümkün kılmış olan Atatürk
ölümünde de aynı şeyi yaptı.
Tüm
dünyayı birleştirdi…
“Yurtta Sulh, Dünyada Sulh” demişti büyük savaşçı,
Ve
bunu cenazesinde yaptı…
Dost,
düşman yan yana yürüdü,
O
Gazi Mustafa Kemal Atatürk…
Ve
ben Onunla büyüdüm.
Onu
okudum, Onu izledim, Onu benimsedim...
Yokluğunda
hep fikirlerine sarıldım.
Çıkmazlarda
kendime hep aynısını söylerim;
“ATATÜRK GİBİ DÜŞÜN”
Ben
her 10 Kasım'da hüzne bürünürüm.
Her
10 Kasım'da susarım, konuşmam…
Her
10 Kasım'da renkleri silerim gözlerimden.
Yine
göğsümde bir sızıyla dinliyorum siren sesini,
Sabah
oldu ama gün aydınlanmadı.
Bugün
10 Kasım ve evlatların öksüz…
Yokluğundan
bize kalan en büyük miras;
Işığın…
Ruhun
şad olsun Büyük Atatürk,
Açtığın
yolda senin ışığında emanetlerinin bekçisiyiz…
