KURULUŞ ve KURTULUŞ
Küçüktüm...
5 yaşında falanım.
Babaannemin aşı boyalı tek katlı
evinde,
Kapakları kesme cam işlemeli ahşap
büfenin içinde çeşit çeşit cam bardaklar...
Kristal likör takımları, sırma
işlemeli çay takımları, rengârenk biblolar…
Ama bir tane ince belli çay bardağı
var ki; babaannemin en kıymetli bardağı.
Gizlice büfeden aşırıp su içip yerine
koyduğumuz,
Kuzenlerimle paylaşamadığımız ince
belli çay bardağı...
Kıymetliydi, nadideydi, eşsizdi!
Üzerinde CHP'nin altı oku olan bir çay
bardağı.
Gözü gibi bakardı babaannem o bardağa.
Bardağa da, partisine de, görüşlerine
de sahip çıktı babaannem.
Ve bize hep aynı şeyi söylerdi:
"REYİNİZİ ALTI OKA ATIN"
Babaannem şu an 90'ını geçti ve bizi
bu düsturla yetiştirdi…
Ben CHP'li doğdum ve öyle öleceğim.
Çıkarları için “CHP'li gibi gözükenler”den olmadım hiçbir zaman!
Ne olursa olsun CHP'li olmaktan hep
gurur duydum.
İyisiyle kötüsüyle bizim partimiz,
Atamızın yadigarı...
***
Daha Sivas Kongresi sırasında
temelleri atıldı bu partinin…
“KURULUŞUN ve KURTULUŞUN PARTİSİ” derken bunu slogan olsun diye söylemiyoruz.
Mustafa Kemal Atatürk parti kurma
niyetini 6 Aralık 1922 tarihinde şu sözlerle ifade etmiştir:
“…Milletin her sınıf halkından, hatta İslam
dünyasının en uzak köşelerinden bana ebedi olarak iftihar duyacağım şekilde
gösterilen teveccüh ve itimada layık olabilmek için en mütevazı bir millet
ferdi sıfatiyle hayatımım sonuna kadar vatanın hayrına vakfeylemek emeliyle
barıştan sonra Halkçılık esası üzerine dayanan ve Halk Fırkası adıyla siyasi
bir fırka kurmak niyetindeyim.”
Kuvayi Milliye ve işgale karşı direnen
cemiyetleri bir çatı altında toplayan,
Kurtuluş Savaşını örgütleyen ve yürüten ‘Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk
Cemiyeti’
9 Eylül 1923 tarihinde ‘HALK FIRKASI’ adını almıştır.
106 madde ile bir ekten oluşan, milletvekillerine
dağıtılan Halk Fırkası’nın bu ilk nizamnamesinin umumî esaslara ait 6 maddelik
bölümün bazı maddeleri şöyledir:
1. Halk Fırkası, cemiyetler kanunu mucibince
teşekkül etmiş siyasî bir cemiyettir. Gayesi millî hâkimiyetin “halk tarafından ve halk için”
icrasında rehberlik etmek, Türkiye’yi tam manasıyla bir “asrî devlet” haline yükseltmektedir.
2. Halk Fırkası bir ihtilâl fırkası değil, bir
inkılâp fırkasıdır. Bütün siyasî mücadelelerini kanun dairesinde yapacak ve Türkiye’de
bütün kanunların fevkinde kanunun velayetini hâkim kılmaya çalışacaktır.
3. Halk Fırkası’na mensup olanların gerçekten “halkçı” olması şarttır. Halkçılara
göre halk mensubu herhangi bir sınıfa münhasır değildir. Hiç bir imtiyaz
iddiasında bulunmayan ve umumiyetle kanun nazarında mutlak bir müsavatı kabul
eden bütün fertler halktandır. Bu
suretle halkçılar; asrî devlet esaslarına muhalif hiç bir ailenin, hiç bir
sınıfın, hiç bir cemaatin ve hiç bir ferdin imtiyazlarını kabul etmeyen
kanunları teşrig ve icra etmekteki nutku hürriyet ve istiklâlini tecdîd ve
takyid edici hiç bir anane hiç bir teamülün ve hiç bir kuvvetin meşruunu
tanımayan fertlerdir.
4. Bir ferdin Halk Fırkası’na dâhil olabilmesi
için Türkiyeli olması ve aslen millî yurt haricinde bulunan Müslüman
milletlerden birine mensup ise Türk milliyetini kabul etmesi şarttır.
Bu nizamname üzerinde yapılan tartışmalar
eylül başında sonuçlanmış,
Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti
meclis grubu 9 Eylül 1923’te bu nizamnameyi onaylamış ve 11 Eylül’de de Fırka Başkanlığı’na
Türkiye Büyük Millet Meclisi Reisi Gazi Mustafa Kemal Paşa’yı, Genel Sekreterliğe
ise Recep Bey’i seçerek partiye fiilen işlerlik kazandırılmıştır.
Cumhuriyet’in ilân edilmesinden sonra Atatürk,
Başbakan İsmet Paşa’yı Halk Fırkası Genel Başkan Vekilliğine atamıştır.
İsmet Paşa 20 Kasım 1923’te yayınladığı bir
genelge ile Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti bütün örgütlerini Halk Fırkası’nın
içine almıştır.
Böylece İsmet Paşa’nın da vurguladığı gibi tüm
ülkeye “kurtuluş ve bağımsızlığı
getiren” Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin yerini, Türk
toplumunda “millî hâkimiyetin halk
tarafından ve halk için icrasına rehberlik etmek” Türkiye’yi tam anlamıyla
çağdaş bir devlet haline getirmek için halkçılık temeli üstüne kurulan Halk
Fırkası’na bırakmıştır.
Bilmem ne otelinin konferans salonunda,74-75
kişi toplanıp,
Uyduruktan temel
hak ve özgürlükler, hukuk ve adalet, demokratikleşme falan filan gibi,
Göstermelik ilkeler belirleyip, türlü
arsızlık, yüzsüzlük ve ahlaksızlığa göz yumup,
Ülkenin kuruluş ayarlarını bozmak amacıyla,
O partisi, bu partisi desteğiyle kurulmuş bir
parti değil…
CHP gerçekten “KURULUŞUN ve KURTULUŞUN PARTİSİ”
***
“Benim iki
büyük eserim vardır; biri Türkiye Cumhuriyeti, diğeri Cumhuriyet Halk
Partisi'dir”
Atatürk bu cümleyi söylerken kuruluş ve
kurtuluşu birbirinden ayırmamıştır.
Belki de bize bir mesaj vermek istemiştir;
“CHP’den
ayrılmayın, kurtuluş onda” demek
istemiştir…
9 Mayıs 1935 tarihli kongre Atatürk’ün
katıldığı son kongredir.
Yaptığı konuşmada son sözleri yine biz
CHP’lileredir:
“Sevgili
Arkadaşlar;
Cumhuriyet
Halk Partisi’nin esas düşünce ve dileği, vatandaşları her türlü ayrılıktan
korumak, onları, kendileri ve büyük Türk ulusu için faydalı kılmaktır.
Programımızda,
iş bölümlerinin her birinde bulunan, yurttaşların özel ve genel asığları ve
genlikleri, ayrasız, göz önünde tutulmuştur. Bu hakikatın bütün yurttaşlarca,
yalın olarak, bilinmesi çok önemlidir. Bunu yurttaşlara anlatmak ve bu suretle
onların sevgilerini ve güvenlerini kazanmak, parti üyelerinin kutsal ödevidir.
Türk ulusu
kendisine hizmet edenleri, sürel bir surette, değerlemiş ve onlara ünvermiştir.
Son saylav
seçiminde Partimizin ulusun güvenini kazanması bize, çalışmamızda yeniden büyük
şevk ve kuvvet vermiştir.
Ulusa hizmet
yolunda bütün varlığımızla çalışmak, parti üyelerinin bozulmaz andıdır.”
CHP’yi siyasi parti tutar gibi tutan kişiler,
bu partinin özünü anlamaz,
En ufak bir sarsıntıda kapısından çıkıp
gitmeyi tercih ederler…
Ama CHP’yi Atatürk’ün mirası gözüyle görenler,
Onu korumak adına asla kalelerini terk
etmezler…
DOĞUM GÜNÜN
KUTLU OLSUN KURULUŞUN ve KURTULUŞUN PARTİSİ!
.jpg)