YANMAK NASIL BİR ŞEY ANNE?
Sanırım akşam üzeriydi tam hatırlamıyorum.
Yaşım 11.
Tabi 90’larda sokakta oynayabiliyoruz.
Yaz tatilinin o sıcağında sokaktan eve
gelmiştim su içmek için.
Televizyon açık, tek kanallı dönemler,
TRT 1'de haberler vardı.
Şöyle göz ucuyla baktım.
Annem mutfakta bir yandan yemek hazırlıyor, bir
yandan da televizyona söyleniyordu.
“Yobazlar, Allah kahretsin sizi” gibi cümleler
mırıldanıyordu.
Sinirli, gözleri dolu dolu…
Annemi öyle görünce merak edip televizyona daha
dikkatli baktım.
Ekranda yanan bir yer vardı,
Slogan atan koca koca
adamlar, sakallı şalvarlı daha önce hiç görmediğim tipte insanlar,
Polis, asker,
itfaiye...
Daha önce hiç o kadar
büyük alev görmediğimden mi,
Yoksa annemi öyle
gördüğümden mi bilmiyorum?
Çok etkilendim…
O gün su içmek için
girdiğim evimde, su içemedim.
Çocuk zihnimde hep
aynı soru yankılandı ama hiç soramadım anneme:
YANMAK NASIL BİR ŞEY ANNE?
Geceleri hep o sahneyi
gördüm rüyamda, kulaklarımda hep o sesler…
10 yaşlarında bir
çocuğun zihninde böyle yer etmişti Madımak Oteli.
Yaşım küçüktü o an anlamadım, büyüdükçe
öğrendim...
Yanan aslında bir otel değil, Türkiye'nin
Aydınlarıydı.
Yanan; insanlıktı, hoşgörüsüzlüktü, bizi biz yapan
değerlerdi...
Bizi yakan
Temmuz sıcağı değil, Madımak'ın ateşiydi...
Bende o görüntüleri izleyen çoğu çocuk gibi aynı
şeyi söylüyorum:
#unutMADIMAKlımda
